“Çocuklarınıza şehrinin takımını tutmayı öğretin”
Eskişehirspor’un yeni tribün liderleri Alihan Başkan ve Hasan Karabacak ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Efsane tribünlerin yeni liderleri Eskişehir Basın Medya aracılığıyla Eskişehir’e ve Eskişehirlilere çok önemli mesajlar verdi.
Öncelikle yeni görevinizde başarılar dilerim. Artık Eskişehirspor tribünleri size emanet. Sanırım camia ve Eskişehirliler de sizleri tanımak istiyor. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Alihan Başkan;
Ben 30 yaşındayım. Çok küçük yaşlardan beri Eskişehirspor sevdalısıyım. 18 sene önce ilk kez Eskişehirspor’un stadına babamın omzunda giderek bu sevdaya ortak oldum. Babam eski Taraftarlar Birliği Başkanı Osman Başkan. O’nun oğluyum. O’nun mirasının taşıyıcısıyım.
İlk gittiğin maçı hatırlıyor musun?
İlk İnegölspor maçına gitmiştim. İkinci lig B kategorisindeydik. Yanlış hatırlamıyorsam 2-1 kaybetmiştik. Daha sonra içerideki maçlara babam götürüyordu ama deplasmanlara izin vermiyordu. İlk deplasmanıma 13 yaşındayken telefonumu kapatıp Kocaeli’ye kaçarak gittim. 4 Lira param vardı cebimde, bilet 5 Liraydı. Turnikelerin kırıldığı olaylı bir maçtı. Öyle öyle bu sevda bizim kanımıza girdi. Allah ömür verirse ölene kadar da bunu taşıyacağız.
Hasan Karabacak aynı soruyu size sormak istiyorum. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
91 doğumluyum. Biz de tribünlere ailemizle beraber gitmeye başladık. Bu işler hep aileden başlar, aile aşılar bu sevdayı. 96 ya da 97 senesiydi tam hatırlamıyorum. Lise bire başladığımdan itibaren aktif olarak tribünlerde yer almaya başladım. 2008 senesinde Ati Nefer’in reisliğine başladım. 2011 Mart ayına kadar devam ettim
Nefer’in kuruluşunda yer aldınız o zaman?
Nefer’in kuruluşunda vardım. Ati Nefer’in de kuruluşunda yer aldım. Normalde 1 yıl yapılıyor ama ben 3 sene yaptım. Biz de şöyle gider; liseden mezun olursun senin görevin biter, yine son sınıf bir arkadaş gelirdi. Benim görevim biraz uzun oldu. Ondan sonra askere gittim. Sonrasında evlendim. Kısa bir süre tribünlerden uzak kaldım.
Gittiğin ilk maçı hatırlıyor musun?
Hatırlamak pek mümkün değil tabi ama açığa gittiğimizi biliyorum. Babamla, gitmiştik. Biladerim de vardı. Çok eski günler, çok güzel günlerdi.
Alihan Bey, biraz merhum babanızdan bahsedelim. Hem Eskişehir hem Eskişehirspor camiasının çok sevdiği bir isimdi. O’nun hatıralarından var mı aklınızda kalan anılar?
Var tabi, biz çocukluğumuzu Eskişehir'de geçirmedik. 11 yaşındaydım ben Eskişehir'e döndüğümde. Annem, babam devlet memuruydu. O dönem Balıkesir'in bir köyünde babamla biz teleteksten Eskişehirspor maçlarını takip ederdik. Ben 4,5 yaşlarındaydım. Bana Eskişehirspor’un tarihinden bahsederdi. Bulabilirse bir forma bulurdu. O formayı saklardım. Daha sonra Eskişehir'e döndüğümüzde babam da tribünlere döndü. Daha aktif bir şekilde tribünlerde rol almaya başladı. Daha sonra Murat Reis'lerle birlikte Taraftarlar Birliğini kurdular. Birliğin başkanlığını yapmaya başladık. Babamla biz beraber çok deplasmana gittik yaşım büyüdükten sonra. Süper lig dönemleri babamın görev yaptığı dönemlere denk geldi. O yanımda dur diyordu, ben Murat Abi'nin, Hasan Abi’lerin yanına gidiyordum. Artık bir süre sonra zapt edemedi bıraktı beni. Ben de o şekilde devam ettim yoluma. Daha sonra tribünlerin içerisinde bir şeyler yapmaya başladım. Bugün de böyle bir görev nasip oldu.
Hasan Karabacak’ın unutmadığı bir anı var mı?
Antalya deplasmanını hiç unutmam. Hatta fotoğrafım var her yerde. Eskişehirspor için büyük mücadeleler vermiştik. O maç çok iyiydi. Sonra Galatasaray deplasmanında yaşananları hiç unutamam. Aksiyon vardı, heyecanlıydı. Bir de Kasımpaşa deplasmanında, Beşiktaş'ın meydanında bir otobüs aşağı inip, Eskişehirspor şarkıları söylemiştik.
Nefer tribünü kurulduktan sonra Eskişehirspor tribünler daha da canlandı. Daha da birlik ve bütünlük oluştu. Türkiye'ye örnek bir tribün haline geldi. Nefer, kuruluşundan bugüne kadar Eskişehirspor tribünlerine nasıl bir değer kattı?
Alihan Başkan; Nefer’in kuruluş amaçlarından biri temiz bir tribün oluşturmaktı. Maalesef geçmişte yağmaların yapıldığı deplasmanlar oluyordu. Esnaf kepenk kapatıyordu. Böyle bir Eskişehirspor taraftarı profili vardı. Söylemesi zor ama uyu*turucu içenler vardı. Tüm bunlara bir başkaldırış olarak Nefer doğdu. Daha sonrasında her kesimden, her yaştan insanın içinde bulunmak istediği bir yapı oluştu. Çizgisini hiç bozmadan çok uzun yıllar Murat Diri’nin önderliğinde bugünlere kadar geldik. Ondan sonra da biz de aynı çizgide olduk. Bugün de aynı çizgide, aynı şekilde devam edeceğiz. Eskişehirspor'a ve Türk futboluna inşallah değer katmaya devam edeceğiz.
Hasan Karabacak’a, siz Murat Diri için ne söyleyeceksiniz, gerçekten bir orkestra şefi oldu değil mi?
Ben tribüne O’nun yanında başladım. Nefer kurulurken oradaydım ve başka hiçbir gruba dahil olmadım. Ben deplasman otobüslerinde hiç istenmeyen olaylara şahit olmuş birisiyim. Çocukların uyarıcı maddelere bile özendirildiği olaylara tanıklık ettim. O günlerden bu günlere gelindi. Murat Abi’den sonra bizim yaşımız biraz daha genç olduğu için bu görev bize nasip oldu.
Alihan Başkan’a; Bundan sonra tribüne nasıl bir değer katmayı düşünüyorsunuz, nasıl bir tribün hedefliyorsunuz?
Nefer, tarihe adını yazdırdı, yaptığı şovlarla gittiği deplasmanlarla adından söz ettirdi. Biz de bunun altında kalmamak, çıtayı daha yükseğe taşımak için gayret içinde olacağız. Bunun için de yapmamız gereken ne varsa elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bizden sonrakilere de nasıl zirvede bir tribün aldıysak, zirvede bir tribün bırakacağız.
Hasan Karabacak’a; Yeni sezonda da yeni beste, besteler var mı?
Biz şöyle düşünüyoruz, artık bir kan yenilenmesi içinde yeni bestelerle geliyoruz. Artık her sezon yeni bir beste yaparak genç arkadaşlarımızı tribünlere kazandırarak devam edeceğiz. Bizler 12. adamız. Sahadaki 12. adam biziz. Bunun değerini bilmemiz ve bunları gençlerimize aşılamak lazım. Sokaktaki kötü alışkanlıklardan gençlerimizi kurtarmamız lazım. Bunun siyasetini yapmamız lazım ki bizim siyasetimiz, bizim partimiz Eskişehirspor’dur. Biz oyumuzu her zaman Eskişehirspor’dan yana kullanacağız. Eskişehirspor’un kim yanındaysa, kim destek, kim daha çok değer veriyorsa bizim yönümüz orası olacaktır. Sonrasında sosyal aktiviteleri genişletmeyi düşünüyoruz. Kimsesizler yurdu gibi, yardıma muhtaç vatandaşlarımız gibi. Biz bu duyguları gençliğimize aşılamazsak olmaz.
Herhalde en büyük sorunlardan birisi yeni kuşağa Eskişehirspor'u anlatabilmek. Bu konuyla ilgili çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Alihan Başkan; Artık çocuklar sokakta futbol oynamıyor. Sürekli sosyal medya merakı var. Bu şekilde büyüyorlar. Hal böyle olunca da bir çocuğun karşısına bir futbol hegemonyasını yıkmak felsefesiyle çıkamıyoruz. Çünkü çocuklarımız bir şehrin 3 takımının haberleri ile karşı karşıyalar. Aslında bir şehrin değil, bir semtin, bir lisenin takımının haberleri ve futbolcuları karşılarına çıkıyor. Bu çocuklar ister istemez zehirlenmeye başlıyor. Bizim de sportif olarak son dönemlerde yaşadığımız sıkıntılar ortada. Genç nesli elde tutmak, kazanmak çok kolay işler değil. Hal böyleyken şöyle bir şey yapabilirim; Eskişehirliler, çocuklarına şehrinin takımını tutmayı öğretsin. Eğer bir takım şehri gibi kokmuyorsa o takımın gönülde hiçbir yeri olamaz. Bunun dışında kalanlar tamamıyla popüler kültüre ayak uydurmak için yola çıkılmış saçma sapan bir olaydır. Eskişehir’de doğmuş büyümüş bir çocuğun İstanbul'da bir lisenin takımını tutmasının hiçbir mantığı yoktur. O yüzden ailelere buradan seslenmek istiyorum. Doğduğu şehrin, büyüdüğü şehrin ve doyduğu şehrin takımını mutlaka çocuklarına desteklemeyi öğretsinler.
Hasan Karabacak’a; Bu konuda size bir mesajınız var mı?
Lig olarak aşağıdayız, bizim için fark etmiyor zaten. İnsanlar bunu şöyle algılıyor bence; kazandığımız zaman stat doluyor, kaybettiğimiz zaman taraftar azalıyor. Bence önce bunu kırmamız lazım. Biz taraftarsak bu kültürü yaşatmalıyız. Alihan’ın da dediği gibi çocuklarımıza şehir ve tribün kültürünü aşılayıp, tribünlerimizi güzelleştirerek yol almalıyız. Benim her çocuğumuzun, kardeşimizin hocasıyla görüştüğüm çok olmuştur. Evlatlarımıza böyle bir kültürü kazandırmamız lazım, holiganlığı değil. Gençler bizim geleceğimiz, onlara yatırım yapmamız gerekli. Bu kültürü Eskişehir’de yerleştirdiğimizde gelecek nesillerin büyük Eskişehirspor taraftarını da oluşturacağız.
Alihan Başkan’a; Bu sezon ki Eskişehirspor’u nasıl görüyorsunuz? Sezonun sonu şampiyonluk mu?
Ben bir taraftar olarak sportif olaylara müdahil olmayı doğru bulmam. Sahaya bir takım çıkacak, biz o takımın arkasında olacağız. Burası Eskişehirspor, burada baskı her zaman olur. Burası çok büyük bir camia. Burada başarı arzusu, şampiyonluk arzusu var. Tribüne gelen insanların içinde bir yangın var. O yüzden sahada bazı sonuçlara tahammül seviyesi çok düşük durumda. O yüzden sportif olarak bir şey söylemeyeceğim. Yönetim de mutlaka elinden geleni yapıyor. Ekonomik olarak rahat bir kulüp değiliz. İmkansızlık içinde bir imkan yaratmaya çalışıyorlar. Onlara da buradan başarılar diliyorum. Biz tribünde her zaman olduğu gibi yine başarılı olacağımıza eminim. Onlar da inşallah sportif olarak bir türlü gelmeyen şampiyonluğu bu sene yaşatırlar.
Hasan Karabacak’a; Yeni sezon öncesi bir mesajınız var mı?
Kombinelerimiz uygun, rakamlar uygun. Yine gereken yapılıyor, yönetimden de Allah razı olsun. Biz her zaman aynı yerimizdeyiz. Herkes ailesiyle gelsin istiyoruz. Takımı motive etmek adına onlara moral verme adına bence herkes bu sene maçların arkasını kovalasın.
Alihan Başkan’a; Aynı soruyu size de sormak istiyorum. Aileler de gönül rahatlığıyla artık tribünlere gelebilir değil mi?
Son dönemlerde bazı tatsız olaylar yaşandı. Biz Hasan abiyle birlikte göreve ilk geldiğimizde konuştuğumuz tek şey vardı; bu işlerin bitmesi. Kötü olaylar hiçbir yere fayda sağlamaz. Bunun önüne geçeceğimize yürekten inanıyoruz. Bütün çabamız, çalışmamız da şu anda bu yönde. Herkesin ailesiyle, çocuğuyla gönül rahatlığıyla gelebileceği nezih ve coşkulu tribün olacak. Bütün mücadelemizi bunun için vereceğiz.
Nefer yine aynı yerinde değil mi?
Hasan Karabacak; Şunu hatırlatayım, Artı oluşum gibi olaylar var daha önceki senelerde. Bazı isimler vardı, isimlerini zikretmeye gerek yok. Onların hepsi kapatıldı şu an. Sadece Nefer ve Ati Nefer olarak tribünümüz devam edecek. Bu da önemli bir konu. Artık gruplar yok. Yani bir ortamda 3 tane, 4 tane grup olduğu zaman kaynaşma olmuyor, muhabbet olmuyor, birbirini tanıma olmuyor. Aslında yanlış olmayan bir şeyi yanlış algılama durumları oluyor. Kalabalık bir ortamdır tribünler. Tribünler fevri yerler, bir an da istenmeyen olaylar cereyan edebiliyor. Bunun önüne geçmek için bütün oluşmaları feshettik. Sadece Nefer ve Ati Nefer devam edeceğiz.