“Birileri, birileri gibi davranmak, birilerine benzemek zorundaysa;
Ahmet Ataç’ı kurultay delegesi olarak yazmamalı, Yılmaz Hoca’yı alt sıralara ittirmeli, teşkilatları komple kendi güdümüne almalı. Bunun adına da demokrasi demeli!”
Böyle demek istiyorlar aslında!
+++
Girizgâhın ardından bir süredir yazageldiğimiz “Yeni siyaset dönemi” üzerinde biraz sohbet etmek istedim.
Yazının baş tarafına elbette yeniden döneceğiz.
Yılmaz Hoca, dün ESTV’de yayınlanan programda içini dökmüş.
Söylediklerine ilerleyen saatlerde dijital mecramızda genişçe yer vereceğiz…
Bizim bu yazıda anlatmak istediklerimizle ilgili şunu söylüyor Hoca;
“Eskişehirliler, kendi şehirlerine sahip çıkamadı. Şehirlerine sahip çıkan örnek kentlere benzeyemediler. Siyasetçiler arasında hatta aynı partililer arasında bir çekemezlik, bir karşıtlık oluşturdular. Eskişehir bir türlü birlik olamadı. Bu çok üzücü, bununla ilgili acı anılarım da var. Eskişehir bu yüzden çok çekti, çok büyük değerler kaybetti!”
+++
Eskişehir, özellikle Ünlüce’nin Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından, Gürhan Albayrak’ın da AK Parti’nin başına geçmesinden sonra bir paradigma değişikliğine doğru yol almaya başladı.
Yılmaz Hoca’nın Eskişehir için “Çok acı ki, Eskişehirlileri bir araya gelemedi!” tabusunu yıkma gayretine giriştiler.
Giriştiler ama şu siyaset belası, öylesine dağlar örmüş ki kentin önüne;
“Taraflar hizmet değil, kavga etmeliler. Kavga etmeyen kaybeder psikolojisini bu şehrin genlerine kodlamışlar!”
İşte bu psikoloji, şehrin önünde bir dağ gibi duruyor.
Birlikteliğe dair atılan her adımı, her söylemi bu çukurun içine atmaya çalışıyorlar.
Başarılı oluyorlar mı?
Şimdilik belki olamıyorlar ama yine de tedirgin ediyorlar, korkutuyorlar!
Gürhan Albayrak’ın deyimiyle, hiç yoksa ‘parmak sallıyorlar!’
+++
Bakın eski siyaset ile yeni siyaset belki eski Eskişehir ile yeni Eskişehir arasında bu kadar net bir ayrım var.
Resmen geceyle gündüz kadar fark!
Bir tarafta karanlık dolu yıllar, diğer tarafta şehrin aydınlık geleceği duruyor.
Duruyor ama birilerinin de rahat durmayacağı çok belli!
+++
Son günlerde kaşınan konu gençlerin yapacağı seçimler…
Bakın;
Eskişehir’i zerre kadar ilgilendirmeyen, kentle uzaktan yakından ilgisi olmayan, şehir siyasetine iğne ucu kadar etkisi olmayacak, aktörlerinin de yine kent ve kentli gençler üzerinde ufacık bile olsa katkısı olmayacak, sadece 3-5 kişinin meselesi olan seçimler nasılda şehrin ana gündemiymiş gibi sahaya sürülüyor!
Ve nasıl da “Bu yarışa karışır, bulaşırsanız sonra uf olursunuz!” tehditleri yapılıyor!
Beri yandan da “Madem karışıyorsunuz, o zaman başkalarına benzeyerek bu yarışta olun!” diyorlar…
“Benzeyin” dedikleri de yazımızın başında ifade ettiğimiz profillerdir!
+++
Sonuç olarak…
Bizim tepkimiz bu boş siyasete, boş kavgalara, bomboş çekişmelere, kente kaybettirilen onca zamanadır.
Yılmaz Hoca’nın da dediği gibi, bu boş siyaset yıllar yılı bu kente çok ama çok şeyler kaybettirmiştir!
Umarız sözünü ettiğim paradigma değişikliğine soyunanlar, bu tuzaklara düşmezler de Eskişehir kaybettiği canım yılları yeniden kazanır…
Umarım öyle olur…