Gazeteciliğin analog döneminden, dijital dönemine geçişine şahit olan birisiyim.
Sanırım yeni medya düzenine ilişkin eleştiri getirecek hakka sahip tecrübeye sahibim.
Özellikle son zamanlarda yıllar öncesinin o kaliteli şehir basınından artık zerre kalmadığını üzülerek söylemek istiyorum.
Basın etik ve ahlak ilkelerinin tamamen bir kenara konulduğu, yalan, dolan ve iftiralarla dolu gazetecilik zamanını yaşadığımızı itiraf etmek zorundayım.
+++
Son günlerde yaşananlara bir bakalım…
Ekonomik gücü yerinde olanları, kullandıkları çanta markalarından, giydikleri gömleklere kadar karalamak istediler akıllarınca…
Daha dün gibi AK Partili bir meclis üyesinin basın yoluyla uğradığı iftira…
Şehrin en önde gelen iş insanına “Yağ depoluyor” iftirası attılar.
Hele ki özellikle seçtikleri bazı belediye bürokratları hakkında neler demediler neler?
Bir tarafın kalemşoru olmaya soyunanların, diğer tarafın aktörlerine “vur abalıya” mantığıyla iftiralarına şahit olduk.
Bitti mi?
Bitmek ne kelime…
Her geçen gün artan bir yalan, iftira gazeteciliği boy göstermeye devam ediyor.
+++
Aynı yöntem daha bugün kullanıldı.
Yine hedefte bürokratlar var.
Bir diğeri de milletvekili Ayşen Gürcan.
Sözcü Gazetesi’nde Sayın Gürcan ile çıkan bir haber, Sayın Gürcan’ı epeyce rahatsız etti.
Hemen bir yalanlama metni yayınladı.
Yayınlar yayınlamaz da Eskişehir medyasındaki bir grup hemen ayağa kalktı;
“Bu nasıl gazetecilik, iftirayla, yalanla gazetecilik olur mu?” diye sordu.
Hatta konuyla ilgili iddiaları haberleştiren yerel gazetelere bile veryansın etti.
Sayın Gürcan’ın basın yoluyla nasıl da haksızlığa uğradığını saat başı ilan ettiler.
+++
Öncelikle Sayın Milletvekili Gürcan’a geçmiş olsun dileklerini iletiyoruz.
Umarız bir daha yalan haberlere maruz kalmaz.
Kendisine karşı girişilen itibarsızlaştırma hareketine bizde karşıyız.
Ancak!
Eskişehir Medyasının bir kesimi, keşke bunu topyekûn yapabilme yeteneğine sahip olsa.
İftiraya uğrayan karşı taraftansa sus, bizim taraftansa ortalığı ayağa kaldır mantığı kimseye bir şey kazandırmaz.
Aksine ortada tek bir samimiyet kalmaz…
+++
Dediğim gibi, son günlerde şehir medyasının içine düştüğü halin hiç iyi olmadığını söylemek istedim…
Öyle görünüyor ki, ülkeye medya ve medya gücü anlamında örnek olmuş bir kent, bu sektörde hızla kan kaybediyor!
Bu vesileyle meslektaşlarımın Dünya Gazeteciler Gününü kutluyorum!