Kanunla düzenlenen şirketler aracılığıyla vatandaşın hayatını kolaylaştıracak işler yapar. Ucuz ekmek bunların en bilinenidir. Ucuz ve sağlıklı, et, süt, yumurtayı vatandaşın sofrasına uygun koşullarda koyabilmektir. Kentin sosyal alanlarını yine en makul fiyatlarla vatandaşın kullanımına açmak, halkın sosyal hayatına katkı vermektir. Trafik düzeni içinde halkın hızlıca işlerini çözebilmelerine imkan sağlayacak otoparkları düzenlemek ve kentliye sunmaktır. Toplu ulaşımı yine en güvenli, en konforlu ve en uygun koşullarda çalıştırabilmektir… +++ Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de tüm bunları yapabilmek için ilgili sektörlere dair şirketler kurdu. Kurulduğu yıllarda elbette aksamalar yaşanacaktı. Bazı sorunlar, sıkıntıların olması zaten kaçınılmazdı. Başlangıç ve geçiş sürecinde yaşanan zorlukları yıllarca belediye meclislerini takip eden bir gazeteci olarak hatırlıyoruz. Ancak! 2019 yılı itibariyle, sözünü ettiğim bazı şirketlerin Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Kaplan’a geçmesiyle birlikte her şey bir anda bambaşka bir hale büründü. Ulusal büyüklükte hatta uluslararası ölçekte başarıyla yönetilen firmalar nasıl yönetiliyorsa, aynı metotlar bir bir bu şirketlerde uygulanmaya başlandı. Hantal yapı yerini hızla dinamik ve tamamen elektronik sistemlerin yönettiği teknolojiye bıraktı. Yine şirketler üzerinde yük oluşturan her şey büyük sıkıntılar çekilmesine rağmen hale yola sokuldu. Bugüne geldiğimizde ise, sözünü ettiğim o başarılı firmaların oturmuş yönetim anlayışı Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinde de vücut buldu. Eş, dost, hısım, akrabalar yerine; Torpilli, kayırılan, makam mevki sahiplerinin yakınları yerine; Şirketlerin başına uluslararası düzeyde bilgili, ne yapacağını bilen liyakatli yöneticiler getirildi. En önemlisi de; “Kendi kendini yönetmeye başlayan, teknolojinin tüm imkânlarından faydalanan, sürekli güncellenen ve çağa uygun yenilenebilen bir sistem oluşturuldu!” +++ Elbette böylesine bir sistemin başarılı olamaması imkansızdı! Seneler 2023’e doğru ilerlerken yerli yerine oturan sistem şirketleri uçurmaya başladı. Halkın büyük memnuniyet duyduğu şirketler, yönetimsel anlamda da kâr yapmaya, kazanmaya, kazandığını da farklı hizmetler yapması için belediye bütçesine aktarmaya başladı. Sadece bu mu? Şehrin toplumsal olayları karşısında bile kayıtsız kalmayan, Şehit Ailelerinden tutun göz bebeğimiz Eskişehirspor’a kadar topluma mâl olmuş değerlerimize sponsor olunmaya başlandı. Sonuç ise şu; “Yüzlerce büyük fabrikanın olduğu bir şehirde belediye şirketleri sıfır vergi ve SGK borcuyla birlikte vergi rekortmeni haline geldi!” /// Bir defa şu tablo, Eskişehir adına gurur verici bir tablodur. “Bu başarıyla Büyükşehir Belediyesi’nin her kademesi de mutlaka gurur duyuyordur.” Lakin! Şehrin sağladığı her başarı gibi, belediye şirketlerinin başarısı karşısında da duran, duracak birileri ortaya çıkacaktı. Çıktı da… Aslı astarı olmayan iddialarla şirketleri ve yönetenleri yıpratmaya, kamuoyu karşısında küçük düşürücü hareketler, tavırlar sergilemeye başladılar. Sayın Kaplan, bu kişi ve kişilere de gereken yanıtları bir bir verdi. Onların içinde en dikkat çekici olanı da; “Şantaja uğradık” iddiasıydı! O şantajın içeriği nedir? Şantaja söz konusu ses kayıtlarında neler vardır? Aynı konuyla ilgili belgeler nelerdir? Şimdi bunların hepsi kamuoyu nezdinde bir merak konusu oldu. Lakin! Tüm bunlar yargıda olduğu için şimdilik yorum yapma hakkımız gazetecilik etiği ve kuralları gereği yoktur. Fakat! Bu demek değildir ki, hepsi unutulacak, örtbas edilecek… Gün gelecek belki de hepsi bir bir ortaya dökülecek! /// Şimdilik Deniz Kaplan ve ekibini kutluyoruz. Şehrin vergi rekortmenleri arasına giren şirketlere de yeni dönemlerde başarı diliyoruz. Sonuçta şirketler ne kadar doğru yönetiliyorsa, Eskişehir halkı da o kadar kaliteli ve uygun hizmet alıyor demektir…