Gezi olayları, demokratik hak arama mücadelesi olarak başladı… Daha birkaç gün içinde asıl amaçtan çıktı. Vandallığa döndü. Göstericilerin arasına sızanların asıl amaçlarının çok farklı olduğunu, olaylar sırasında ve sonrasındaki gelişmelerden gördük. Yaktılar, yıktılar… Şehirlerimize, semtlerimize her türlü zararı verdiler. Ve bu iğrenç emellerine, ‘tek istekleri iktidar edenlere mesaj yollamak’ olan tertemiz vicdanlı çocuklarımızı da yalanlarıyla alet ettiler. +++ Bugün aynı psikolojiyle çocuklarımız sahaya çıkmak istiyor. Elbette en doğal, en demokratik hakları. Ezildiklerini, yoksullaştıklarını, geleceklerinin çalındığını düşünüyorlar. Böyle düşünen herkes mutlaka ki tepkisini göstermek ister. Onlar da istiyor… Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlatılan protestolar da bu amaçla başladı. Pırıl pırıl çocuklarımız sokaklara, kampüs yollarına çıktı. Lakin! Gezi sırasında tanıdığımız ‘onlar da’ yeniden oradaydı!. +++ Bakın İç İşleri Bakanı; “Envanterimizde bile plastik mermi yok!” diye açıklama yapıyor ama; Bazı sosyal medya hesapları, bazı kişiler ısrarla polisin plastik mermilerle saldırdığını, gençlerin bu nedenle yaralandığı yalanını ortaya atıyor. Örneğin; Dün akşam CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Anadolu Üniversitesindeki gençlerin yürüyüş isteği için araya giriyor… Polisle Ulus Anıtı’na bir yürüyüş için anlaşma yapıyor. Gel gelelim Ulus Anıtı önüne gelindiğinde bazıları polisle çatışmaya girmeyi seçiyor. “Polis orantısız güç kullanıyor, demokratik haklarımızı elimizden alıyor” yalanıyla da yine çevrelerindeki masum gençleri galeyana getirerek taraftar topluyor. Biliyoruz ki dertleri ne demokratik hak, ne protesto ne de dertlerini anlatabilmek. Onların derdinizi çok iyi biliyoruz. Yakmak istiyorlar, yıkmak istiyorlar. Mağazalara, iş yerlerine, esnafa, kent mobilyalarına saldırmak derdindeler. Ortalığı daha çok velveleye verip kaos yaratmak, devleti küçük düşürmek, ülkemiz ve şehrimiz için dış dünyada farklı bir imaj yaratmak peşindeler… Evet evet çok iyi tanıyoruz sizi. Öyle iyi tanıyoruz ki daha 2. günde ortada ne İmamoğlu ile ilgili gündem bıraktınız ne de söz konusu gözaltılara tepki için sokağa çıkan gençlerin anlatmak istediklerini. İşin kötüsü, daha 2 günde ne Ekrem İmamoğlu için ortaya konulan hassasiyet kaldı ne de konunun asıl içeriği. Özellikle dün geceden beri varsa yoksa gezivari işler, o günlerdeki gibi atılmak istenen adımlar var… Velhasıl… Bu ülkenin bugünkü gençlerine, geleceğin büyük isimlerine seslenmek istiyorum. “Asıl amacınızdan sapmayın. Sizi bu amaçtan saptırmak için aranıza sızan provokatörlere, marjinal gruplara, terör örgütü yandaşlarına, devlet düşmanlarına sizi kullanmalarına asla izin vermeyin!” Yıllar yılı gazetecilik görevi yapan bir büyüğünüz olarak belki de haddim olmadan uyarıyorum; Lütfen kendinize dikkat edin ve sizi devletinizle karşı karşıya getirecek oyunların ve kumpasların içinde olmayın. Lütfen…